26 Aralık 2016 Pazartesi

UCUBE

sahibi misin zamanın,
yoksa tanrıyı  mı  oynuyorsun?
kum saatini ters çevirdiğinde
düşen ilk taneyle ölüyorsun,
kendini kandırırken.
kahpelik sanatının zirvesin ki yosma,
sen ne kadar namusluysan ben o kadar...

Epidemines'in paradoksu üzerine bir yazı yazmam gerektiğine karar verdim. Meteorolojide , olası bir hava durumunu tahmin etmeye çalışmak , çeşitli verileri analiz ederek  , belirli hesaplamalar yaparak hava olaylarının ne şekilde olabileceği öngörüsüne dayanır. Epidemines ise bundan 21 yüzyıl önce Giritlilerin tamamının yalancı olduğuna dair bir hipotez atmış ancak kendide Giritli olduğu için  tezine karşı bir antitezde oluşturmuştur aynı zamanda. Bu yüzdende ortaya çıkan varlık ve yokluk kavramları bir kargaşaya neden olup paradoks halini almıştır. Oysa meteorologların bilmediği bir şey vardır. Epidemines'in paradoksunda olduğu gibi doğa zıtlıkları zaten kendi içerisinde barındırıp rastgele bir şekilde bunların karşı karşıya gelmesini sağlayarak paradoksları oluşturur. Bunların sonuçları önceden tahmin edilemez ve hesaplanamaz. Bu nedenle hava olayları hiçbir zaman kesin öngörü barındıramaz. Meteoroloji tahminlerine inanmak yersizdir hele ki bu meteorolog Giritliyse....

7 Kasım 2016 Pazartesi

ARS GRATIA ARTIS

Ruanda otelini izleyince karar verdim,
medeniyetin bir canavar olduguna,
yayinladiklari insan haklari bildirgesi
carparken suratimiza bir ilahi yalan gibi
ve yuregimiz daglanirken romantik filimlerde ,
tepki vermedigimiz gercek katliamlari
bagirip protesto etmedigimiz soykirimlari
, bize sanki yapanlar baskasiymis gibi sunarlar.

eski bir siiri okur gibi huzunluyum bu aksam
emin ol sevisecek mecalim yok seninle , her ne kadar ozlesemde guzel goguslerini
ve opecek olsamda sicak dudaklarindan
sadece sarilmak istiyorum bir erkekten beklenmeyen sekilde.
uyumak yaninda sana sarilarak tum gece.

23 Ekim 2016 Pazar

İNSAN

Hep düşünmüşümdür içimizdeki insan nereye gizleniyor diye. Öyle zamanlar geliyor ki bir anda beliriyor hayvansı vücudumuzun üzerinde ve kontrolü ele alıyor. Acımasız , gaddar , saygısız bir yaratığa dönüşüveriyoruz. Aslında galiba kendimiz oluyoruz. Tek amacımızın bilinç altındaki üreme isteği olduğunu düşündüğüm için buna şaşırmıyorum. Belli bir yaştan sonra insan üreme yeteneği ve yeterliliğini kaybettiğinde daha saldırgan olabiliyor. Çünkü hayatının temel gayesinin elinden alınmasını hazmedemiyor. Hazmedemediği etrafındaki insanlar olabiliyor. Çünkü her yüzlerine baktığında biliyor ki ; bu insanlar onun ne olduğunu biliyorlar ve kelimelerle olmasa da bakışlarıyla haykırıyorlar .

Edep yeri neresi diye sorarsanız bana gözler derim. Benim ülkemde gözleriyle sevişmek diye bir kavram var. Biraz yumuşattım aslında sevişmeyi. Genelde sert söylerim ama utandım galiba ilginç bir şekilde.

20 Ekim 2016 Perşembe

ABOVE THE CLOUDS OF POMPEİİ

Kafa mı kaldırdığımda yeşil ve mavinin birbirleriyle nasıl cilveleştiğini gördüm. Kızım büyürken izlediğim çizgi filmdeki kızılderilinin duygularını şimdi daha iyi anlıyorum. Mucizelerin olabileceğine ait bir işaret bu . Kulağımda Hozier'in codein scene ile benim burada olmam gibi.

19 Ekim 2016 Çarşamba

BEAR'S DEN KAFASI


Kafa olması lazım yazmak için,
Kafa içinde beyin olması lazım,
Beyin içerisinde gangliyonlar ve sinapslar,
Onların içinde nöronlar,
Nöronlarda kromozomlar olması.
Bunların hepsinde de sen olması lazım.
Senden birer parça olması lazım ki
Şarkıyı dinlerken yazmak için.

Bazen yaşıyor muyum diyorum acaba
Ama bazen diyorum.

21 Ağustos 2016 Pazar

BELLİ


Ölümüm durumunda bana tıkayacağınız pamuk lütfen organik olsun. İmam efendi ellerini güzel yıkasın bana pandik atmadan önce. Dişlerimi de sevgili karıcım fırçalasın. Etek tıraşı yapın ama sinek kaydı olmasın. Çünkü kıllar öldükten sonrada bir süre uzamaya devam ediyormuş. Beni taşıyanları iyi seçin. İçlerinde homofobik bulunmasın ve ayrıca biseksüelde. Bir ricam daha var açıkçası  , gömerken dikkat edin ağzıma toprak kaçmasın.

Bugün belli oldu ölüm günüm. Tam 2029 yılında güneşli bir günde ölüyorum. Öyle atraksiyon falan yok ölümümde. Her zaman ki gibi mütevazi ben , kalp krizi geçiriyorum yemek masasında. Ailem gözlerimin içine bakıyor ve ben ölüyorum. Artık bir amacım var nihayetinde. Amaçsız olmak.....

29 Nisan 2016 Cuma

GÜBRE


Pis bir gübreyim ben.
Sonunda böcekler yiyecek ve sonrada sıçacak,
Oradan bir dirfil tohumu beni alacak , büyüyecek ve onuda bir sığır yiyecek. Sonra metan gazına dönüşeceğim. Ozonun amına koyacağım.
Güneşte insanlığın. Böylece herkesi gübre yapacağım.
Ben bir gübreyim ve bulaşığım. Tıpkı bir sistiserk gibi.

KÖPRÜ

Sakin kafayla yazamadıklarımı
yazmak için bana verdiğin gücü hissediyorum.
gerekli olanları yazmak cesaret ister sende biliyorsun.
belli ki o sendede var bendede
tıpkı karşılaştığımız köprüdeki diğerleri gibi
kendine özgü bir hayatın içindeyiz.
kıyaslama yapılamaz bir ilişki bu çünkü sadece sen ve ben varız
biz kendimize has bir durumdayız ve yalın olmalıyız ek almadan
belki bazen oyunların arasında kaybolabiliriz.
yada neyin kafası  bu diyebilirler  yaşadıklarımız için.
ne zaman çıkarsa oyundan birisi yaşamak zor olabilir.


 Bir ben ki koştursam rüzgarda bir tay gibi sana doğru. Başaramadıklarımı başarmak için. Ulaşamadıklarıma ulaşmak için. Eğer varırsam emele , ölürüm diye korksamda. Umudum var elde etmeye.

26 Şubat 2016 Cuma

UZAK

SEN UÇUYORSUN UZAKLARA HOŞÇAKAL BİLE DEMEDEN.
KANATLARINI AÇIP , ÖZGÜRCE RÜZGARDA YÜKSELİYORSUN
SADECE BEN VARMIŞIM GİBİ GELSE DE ARKANDAN EL SALLAYAN

EĞER KAFESTE KAPATILMIŞ HİSSEDİYORSAN KENDİNİ KAPIYI KIRMANA GEREK YOK . SADECE SÖYLEMEN YETERLİ AÇMAM İÇİN.

Duyguların değişebildiğine şahit oldum tıpkı sevgilerin nasıl değiştiğini gördüğüm gibi. Bir insanın bir insana yapabileceği en büyük kötülük sözleriyle değil hisleriyle aldatmasıdır. Sözler bazen yalan söyler ve umut kalır içeride, ama hisler yalan söylemez. Öyle bir sömürür ki insanın içini ne geriye umut kalır ne de ondan bir parça bırakır sarılabileceğin. Her şeyiyle alır götürür kendini , sen hiç bir şey yapamazsın. Sadece ağlarsın , kan ağlarsın , yüreğin dağlanır .



17 Şubat 2016 Çarşamba

GÖLGE


















Bazen uzaklaşsa da kalbimiz biz istemeden ,
Anlamak çok zor olsa bile nedenini.
Ayrı yollarda yürüyorsak ve arkamıza bakmıyorsak ,
Kızgınsak boş yere birbirimize.
Aynı şeyleri farklı dillerde telaffuz ediyorsak ,
Ancak bir türlü fark edemiyorsak bunu.
Gölgelerimiz sarılır birbirine emin ol sevgili
Tıpkı ruhlarımız gibi....

Farelerden nefret ederim , kemirirler içerden içerden. Ambardaki buğdayını  , dolabındaki azığını yerler  , senden devamlı birşeyler çalarlar fark etmezsin. Ama benim ülkemde , fareler artık gözümüzün önünde evlatlarımızı çalıyorlar. Bizde onları alkışlıyoruz.

12 Şubat 2016 Cuma

Efaristo

Diller var kadınlara yakışan
Almanca değil belki ama var işte
Biraz Fransızca olabilir.
Diller var ki düşün , bir sevgili japonca konuşan.
Ama bir dil var her kadına yakışan
Aslında kadınlar var güzel konuşan
Erkekler var onları dinleyip mayışan
Diller ve kadınlar birbiriyle dans eden
Arada bir dönüp , bize cilvelenen.

Bu dünyada ki en geçerli lisan gülmektir.
Herkes ne demek istediğini anlar.
Ağlamakta var diyebilirsiniz.
Ama bazı insanlar ağlamaz , öfke duyarlar
Ve siz , onların aslında ağladığını anlamazsınız.

Kader


Bazısı vardır kaderini kendi eliyle yazan
Bazısı da kaderi baştan yazılan
Bazılarının kaderi sadece bir özet
Bazısının ki bir kapak ve içi boş bir kitap
Bazısı okuyamaz bile kaderini
Benim ki hangisi diye sorarsan,
Bir ansiklopedi.

Sakarya'da içtiğimiz biranın hatrına
Gel sarıl ve uzan yanıma
Korkma sarhoşluk yok ben de
Ben tıpkı o dinledigimiz şarkıdaki gibi
Hala ağzımı dayayıp musluktan su içiyorum
Ve sen hala ilk gördüğüm gibi güzelsin.

11 Şubat 2016 Perşembe

AMAÇ

SÖYLEMEK İSTERİM SİZLERE AMACIMLA İLGİLİ BİR ŞEYLER
BELKİ DİNLERSİNİZ DİYE BU OLMASA DA MAKSADIM
ÖLÜNCE TOPRAK OLMAK BENİM TEK ARZUM
YAKMASINLAR SAKIN BENİ  , SÖYLEYİN CENAZECİLERE
LİME LİME YAPIP SAVURSUNLAR TARLALARA
MAKSADIM GÜBRE OLMAK ORALARA
YOK BENİM PEK FAZLA HIRSIM  , ÖYLE ÇILGIN AMAÇLARIM
BEN İSTERİM TOPRAK OLMAK  ,HER İNSAN GİBİ ÖLÜNCE
KAÇMAK ,  KOŞMAK ,  ÇIRPINMAK GEREKMEZ PEK FAZLA
GAYE TOPRAK OLMAKSA ÖLMEK YETERLİ
HIZLI YADA YAVAŞ FARK ETMEZ BU UĞURDA.



HEP MERAK ETMİŞİMDİR TAM AYAKLARIMDAN BAŞLASAM KAZMAYA VE DİKİNE GEÇSEM DÜNYAYI NEREYE VARIRIM DİYE.

10 Şubat 2016 Çarşamba

ÜRYAN

Anadan üryan bindiğim kayığın gittiği yer,
Belki beni çeken sendin , belkide bir deniz yıldızı.
Gökyüzünde göremeyip denizde bulduğum deniz yıldızı
Kasvetli bir ormanın yanından geçirdi beni
Geliriz diye aydınlık düzlüklere ve sakin sulara
Yolculuğun sonuna yaklaşırken her şey aydınlandı bir anda
Kaderim suda  , sen benim yanımda
Aydınlandı her şey bir anda  , ancak yolun sonunda.



Yitik bir kalp , kalpte bir kılıç
Gümüş bir kılıç ve sivri
Parlak  , keskin
Ekskalibur gibi
Sadece senin çıkarıp öldürebileceğin beni.




28 Ocak 2016 Perşembe

KOKTEYL

İÇKİLER  İLİŞKİLER GİBİDİR.
ŞARAP İÇMEK  , GECE SEVİŞTİKTEN SONRA SABAH KALKTIĞINIZ ZAMAN YANINIZDA ÇİRKİN BİR KADININ YATMASI GİBİDİR.
BİRA İÇTİĞİNİZDE  İSE SANKİ RUTİNE BAĞLADIĞINIZ BİR SEKS HAYATINIZ VARMIŞ GİBİ SABAHLEYİN YANINIZDA HER ZAMAN Kİ KADINI BULURSUNUZ.
VİSKİDE GECE MÜKEMMEL BİR SEVİŞME OLMUŞTUR AMA SİZ SABAH KALKTIĞINIZDA HİÇBİR ŞEY HATIRLAMAZSINIZ . ZATEN YATAKTA BOŞTUR.
VOTKA ÇOK TEHLİKELİDİR. İKİ KİŞİ GİRDİĞİNİZ YATAKTAN , BEŞ KİŞİ ÇIKARSINIZ SABAHLEYİN.
AMA RAKININ YERİ AYRIDIR. SEVİŞMENİN ÖTESİNDE GERÇEKTEN AŞK YAPMAK GİBİDİR. HERŞEYİ HATIRLARSINIZ VE SABAH UYANDIĞINIZDA OLMASINI İSTEDİĞİNİZ KADIN SİZE SARILMIŞ YATIYORDUR YANINIZDA.


MİNİMUM FİKİRLER  , DAİMA MAKSİMUM ACILARA MAHKUMDUR.

27 Ocak 2016 Çarşamba

ÖLÜ KOKUSU

Ölüyorum ben sevgilim , sen bakıyorsun.
Eriyorum yavaşça gözlerinin önünde,
Sen bakıyorsun.
Nasıl bir anne büyüdüğünü fark etmiyorsa çocuğunun,
Sende öldüğümü görmüyorsun.
Ben ölüyorum , sen bakıyorsun .
Ben daha çok eriyorum.


Bu ne böyle gözümdeki.
Parmaklarım zayıflamış.
Çok açım buraya geleli beri.
Bu arada seni çok özledim ,
O güzel kokunu en çok.
Burası nasıl dersen
Ölünce çok kötü kokuyor insan
Bir de şu gözümdeki böcek olmasa.

25 Ocak 2016 Pazartesi

Keşke

Yuvarlak pencereleri olan minik ama sevimli evimde , sobanın içine attığım odunların yanarken çıkarttığı çıtırtı sesleri ısıtır soğuk kış gecelerinde . Senin ısıtmanı beklerim her gece ama uzaklara gidiyorsun benden habersiz ve sormadan.
Belki dönersin , belki vazgeçersin diye koltuğunu karşıma koyuyorum ve seni hayal ediyorum. Uzaktasın  , gülemiyorsun bana artık eskisi gibi.
Dokunamıyorum tenine olmadığını bildiğim için. Kadim dostum yalnızlık çalıyor kapımı her gece sen yokken.
Kızıyorum , ama daha çok seviyorum seni belki dönersin diye.




şiir yazarken hissettiğim duyguların aynısını tuvalette de  hissediyorum. İkisinde de içimden bir şeyler çıkıyor.





MASALLAR

İnsan masallara inanmamaya başladığı zaman büyür.
Büyümek , kurdun karnını avcı yardığında kırmızı başlıklı kızın ölü olduğunu bilmektir
Büyümek , fasulye sırığının tepesindeki dev ve şatosunun aslında hiçbir zaman ulaşamayacağımız zenginlikler olduğunu kavramaktır. 
Büyümek Hansel ve Gratel'in yemeye başladığı evin kaç kalori olduğunun hesabını yapmaktır.
Büyümek fareli köyün kavalcılarının her akşam televizyona çıkıp milyonlarca insanı peşine taktıklarını görmektir.
Büyümek masallara inanmayıp , ilahi mucizelere inanmaya başladığımız zamandır.

MANYAKLIĞA ÖVGÜ

Sakinlestirici almak istiyorum.
Pelte gibi olmak , bir kadının memesi gibi
Hareket etmeden güzel görünmek istiyorum
Durgun bir göl gibi olmak istiyorum 
Kenarıma gelen çift bana baktıkça haykırsınlar aşklarını birbirlerine 
Ben hiçbir şey yapmadığım halde
Etki olmadan tepki vermemek istiyorum
Sadece durağan kalarak ve susarak
Bir çınar gibi



Doktora dedim ki bana rapor ver
Manyak raporu , hem de en kallavisinden.
Asayım odamın duvarına.
Neden vereyim dedi. Dedim ki
Bir dışkıya bile parmağımızın ucuyla dokunmak tiksindiriciyken . Tenin altinda sadece kan , balgam , beyaz ve kara safra , öd ve dışkıdan başka bir sey yoktur. Neden bir erkek  , yatağında ici dışkıyla dolu bir çuvalla uyumak ister ki diyen manyaklardan daha az manyak olmayı haketmiyorum.
Sözümü bitirdim ve raporumu aldim bu sayede.

ORHAN'A

hep merak etmişimdir  , şiirde kadının suya değen ayaklarını.
bir işçi kadının mı yoksa parmakları kırmızı ojeli bir yosmanın mıydı?
büyük ve çirkin olabilirler  , bana uma thurman'ın ayaklarını hatırlatan
ya da küçücük tombul ayaklar bir ev kızına ait.
Orhan bilirdi ama
merak bende kaldı  , ayaklar onda



dün gece kedimi aldım oturtum karşıma ve sordum var mı bir derdin diye.
kederim ve ben iyiyiz burada  , mutlu mutlu yaşıyoruz.
belki dedi olsa ve yitirsem birisini daha da mutlu olur kederim.
belki ben mutsuzluğu sevmeye başlıyorum
belki kaybetmeyi hissetmek kaybetmemekten iyidir , bilemiyorum.
ama kederim ve ben mutlu mutlu yaşıyorum.


üçgenleri severim ben . kilise çanını , yemek zili çanını , mısırdaki piramitleri
çan eğrisine göre sınav notu almayı , vitrius adamının bacaklarındaki üçgeni
pisagor'u , eşkenar üçgeni. eşitliği anlatır bana üçgenler , birbirine destek olmayı anlatır. biri olmadığı zaman yıkılırsın çünkü üçgende.  ama dörtgen öyle değildir. üst kenar hep rahat eder dörtgenlerde ve hep bir ezilen vardır. oysa üçgen adalettir. üçgenleri severim ben. çünkü hayat bir kadının bacak arasındaki üçgende başlar.







24 Ocak 2016 Pazar

Gazeteci mi yazar mi yoksa ?

Teslim olmus ve sadece gozlerimin onunde yer alan hayali savas sahnesinin icindeki tek yitik adamim. Bir bacagim topal ve bastonla bile zor yuruken cikarttigim tak tuk sesleri duyar gibi oluyorum. Eski bir agac parcasini yontan cobanin yaptigi bastondaki kiymik parcasi her adim atisimda bana yasadigim acilari tekrar geri veriyor ve diyorki bir trt spikeri edasiyla ben buradayim ve seni izliyorum. Izlenmek seks acisindan bazen guzel bir sey diye dusunuyorum hic yapmadigim halde  ve sorsalar martin scorseese yada her neyse ve tinto brass arasinda secim yapmam gerekse tabii ki tinto der gecerim.
Yasamamizdaki tek erdem bir penis olsa bile erkek olarak bu dunyaya verebilecegimiz seyler sanirim gercekten bir penisten ibaret.

20 Ocak 2016 Çarşamba

BABA

kaf dağ mıydı diye sordular ufak narin ve ince tırtıla,
kelebek olunca gider bakarım dedi.
eğer ömrüm yeterse ve rüzgarsız bir hava varsa bana yardım eden.
ve sessizce kıvrılıp yattı kozasının içinde.
bir gün uçabilmenin hayali ile uyudu.....


yalnız yatıyorsak yatağımızda ve sadece kokusunu duyuyorsak,
kıymetini bilemediğimiz herşey gibi arkasından bakakalıyorsak
içindekini anlatmak neden bu kadar zor diye soruyorsak kendi kendimize
neden gurur yapıyoruz diye kin duyuyorsak kendimize ,
sevmek varken neden nefret ediyorsak
sarılmak varken uzaklaştırıyorsak birbirimizi ve neden tutup dur demek bazen bu kadar zor oluyor
okşamak saçlarını bir yaz meltemi yumuşaklığıyla imkansız değilse fakat yapmıyorsak
sanırım suçluyuz özlem çektirdiğimiz için kalplerimize


baba gel bana bir el at
bu gece tanrı çaldı kapımı sordu seni
yok dedim çok oldu öleli ve geleli sizin oraya
dedi ki yok bizim kayıtlarda.
ama dedim annem boşuna mı döktü onca gözyaşını
yalandır ben kendim bizzat verdim toprağa
kulhü bile okuduk ardından
toz oldu belkide kemikleri
dedi ki yok bizim kayıtlarda.
eğer oraya gitmediysen nereye gittin
ölmediysen niye gelmedin
döneceksen bu aralar
her zamanki gibi durum vahim ve baba sen
yaşadığın zamanki gibi gel ve bana bir el at.


yoksa sadece fakirlik mi var ezelden
kolonya kokusu senden , rakı kokusu benden
sen meze diye hıyar soyarsın ben tam yağlı peynir alırım.
ama üzülme arkadaş sarhoşun zengini fakiri olmaz.
demek ki insanlık içince insanlık.

beş kere beş

BAZI KERE BANA LAZIM TERANELERİN İÇİNDE
HİÇ LAZIM OLMAYANLAR HER ZAMAN LAZIMMIŞ GİBİ GELİR
SÖKMEK ZOR VE UĞRAŞMALI
BOYAMAK İSTERSİN SİYAHA BOYA TUTMAZ
BEYAZ OLSUN DERSİN RENK KAPATMAZ VE DE
ESKİ BİR DOLABA KALDIRMAK İÇİN UĞRAŞIRSIN SIĞMAZ
ÖRTÜ ATARSIN ÜSTÜNE KÖŞEDEN KENARI AÇIK KALIR
DİNAMİT KOYMAK İSTERSİN OLMAZ
YANINDAKİLERE YAZIK DERSİN
İSTİFİNİ HİÇ BOZMAZ SANA DOĞRU ÖYLECE DİKMİŞ GÖZLERİNİ
BEN SENİM DESE İNANIRSIN, ZATEN BAŞKADA BİR ŞEY GELMEZ ELİNDEN
EN LAZIM OLMAYANDIR AMA EN LAZIMMIŞ GİBİ GELİR BAZI ŞEYLER
HAYATIMIZDA.



BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ BANA NE DİYECEĞİMİ BİLE UNUTUYORUM
BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ BANA NE DİYECEĞİMİ BİLE
BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ BANA NE DİYECEĞİMİ
BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ BANA NE
BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ BANA
BU ARA BİR UNUTKANLIK GELDİ
BU ARA BİR UNUTKANLIK
BU ARA BİR
BU ARA
BU
.