SIĞINAK

Eğer bir gün sorarlarsa orada ki gecelerimi , şöyle anlatabilirim.

O geceler ,  gündelik konularda yapılan konuşmalarla başlayarak , hobilere ve haberlere geldikten sonra devamlı olarak bir yada pek çok kadının bacak arası sohbetlerine bağlanırken , bira ve şarap bize eşlik ederdi. O kadar eğlenceli gecelerdi ki , gülmekten  bütün gece karnımıza yumruk yemiş gibi uyanırdım sabahleyin. Aslında bu geceler , hiçbir zaman bir barda yada başka bir mekanda konser vermemiş bir müzik grubunun her hafta sığınak denen bu yerde şarkılar çalması  , yeni besteler yapması , bir dolu insana canlı performans sergilemesiydi. Herkes mükemmel bir şekilde enstrümanlarını çalar ve sonuç inanılmaz bir beste olurdu.

İşte sığınakta ki gecelerimi böyle tarif edebilirim. yazmaya ve anlatmaya değer , gerçek dostların geceleriydi onlar ve orada yapılan bestelerin hepsi benim için birer hit olmuştu.

KASIM

Kuzey rüzgarlarının savurduğu , turuncudan koyu kızıla çalan renklerde ki yaprakları gördüğümde anlarım kasım'ın geldiğini.
Bir de kalbimin , elinize aldığınız zavallı bir kuşun yüreği gibi pırpır edişinden.
Ben Kasım'ın geldiğini sana yeniden aşık olunca anlarım.
Her Kasım'da seni ilk gördüğüm o okul bahçesindeki ben olurum.
İşte ben Kasım'da doğdum , Kasım'da sevdim belki de Kasım'da öleceğim , mutlu ve huzurlu, sevgilim.

RAPSODİ

Olduğumuzu mu yaşamalıyız ,
Yoksa olmak için mi yaşamalıyız.
Biliyor muyuz ne olduğumuzu ?
Ne olmadığımız belli mi?
Akıntıya kapılmış ve hep beraber düşecekken.

Sanırım koca bir hayatı olmadığım biri olarak yaşadım.
Bunu bugün fark etmem ne garip.
Kırk iki yıl hiç düşünmeden yaşamam çok saçma
Doğum günüm ve hayatın bana verdiği hediyeler var.
Ama vermedikleri yada almadıklarım.
Onlarda bana göz kırpıyorlar,
Perdenin arkasından beni çağırıyorlar ,
Gel buradayız diyerek.